Atakum Belediyesi ve Saadet Öğretmen Çocuk
İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) iş birliğinde ‘’20 Kasım Çocuk Hakları
Günü’’ nedeniyle “Çocuklar konuşacak, UCİM yanlarında olacak” isimli panel
düzenlendi. Vedat Türkali Eğitim, Sanat ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen
panele, Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci ile eşi Av. Gülay Deveci, CHP
Samsun Kadın Kolları Başkanı Nazan Güneysu, UCİM Samsun İl Temsilcisi Arzu
Çakır, AtaÇocuk Kreş ve Gündüz Bakımevi öğretmenleri ve çok sayıda davetli
katıldı. Halkbilim Uzmanı Ali Osman Aktaş moderatörlüğünde gerçekleşen
panelde uzmanlar günün önemine dair
bilgilendirici açıklamalarda bulundu. Konuşmaların ardından AtaÇocuk Kreş ve
Gündüz Bakımevi öğrencilerinin hazırladığı “Çocuk Hakları Günü” ve ‘’Güzel
Günler Göreceğiz Çocuklar‘’ isimli videoların gösterimi de yapıldı. Videolar
katılımcılardan büyük alkış aldı.
“ÇOCUĞUN ÖZEL HAYATINA SAYGI GÖRME HAKKI VAR”
‘’Çocuk
Haklarının Hukuki Dayanakları’’ konulu sunum gerçekleştiren Av. Gülay Deveci,
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarihini anlatarak başlattığı konuşmasında
“Birleşmiş Milletler 20 Kasım 1989’da Çocuk Hakları Sözleşmesini kabul etmeden
önce 20 Kasım 1959’da bir Çocuk Hakları Bildirgesi yayınlamıştı. O bildirinin
daha genişlemiş hali Çocuk Hakları Sözleşmesi olarak hayata geçti. Bugün 196
ülke Çocuk Hakları Sözleşmesini kabul etti. Bu yönüyle dünyada en fazla üye
ülkenin olduğu bir sözleşme. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesini 1990’da
imzaladı ama 4 Mayıs 1995’te yürürlüğe girdi. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 4
temel üzerine kurulduğunu görüyoruz. Bunlar; ayrım gözetmeme ilkesi, çocuğun
üstün yararını gözetme, yaşama ve gelişme hakkı ve katılım hakkı. Çocuk Hakları
Sözleşmesi, çocuğun kendisiyle alakalı konularda söz sahibi olması ve kendiyle
ilgili karar alınırken ona da danışılması, onun da düşüncelerinin gözetilmesi
temeli üzerine kurulmuş. Çocuğun özel hayatına saygı görme hakkı var. Nasıl bir
insanın odası, çantası, kıyafetleri varsa çocukların da var. Bunlara müdahale
edilmemesi gerekiyor, onun izni ve onayı olmadan fotoğrafının herhangi bir
televizyonda, gazetede, sosyal medyada aileleri tarafından bile kullanılmaması
gerekiyor. Son zamanlarda aileler yaygın olarak sosyal medyada çocuklarını
paylaşıyorlar. Aslında bu doğru bir davranış değil, çocuk haklarına aykırı bir
davranış. Belki de çocuğun söz hakkı olsa böyle bir şeye onay vermeyecek” diye
konuştu.
“TOPLUMU TOPYEKÜN DÖNÜŞTÜRMEMİZ GEREKİYOR”
Çocuk hakları ihlalleri ve çocuk istismarı
suçuyla ilgili detaylı bilgiler veren Av. Gülay Deveci, “Bu suçlarda cezanın
geri bırakılması, uzlaşma, hükmün açıklanmasının geri bırakılması söz konusu
değil. Kesinlikle cezayı alan çekiyor. Bunun dışında da 15 yıllık zaman aşımı
süresi var. Yani bu fiili işledikten 15 yıla kadar fail tespit edilirse aynı
cezayı alacaktır. Sarkıntılık suçu Asliye Ceza Mahkemesi’nde bunun dışındaki
tüm cinsel istismar suçları Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülür. Bizim ülkemizde
her ne kadar cezaların artırılması yoluna gidiliyorsa da bana göre yapılması
gereken en temel şey eğitim. Ailenin, toplumun bu konuda eğitilmesi gerekiyor.
Çünkü cezaları ne kadar artırırsanız artırın bu suçlarda yukarı doğru bir ivme
var, demek ki cezalar caydırıcı değil. Evet, cezaların etkin biçimde
uygulanması lazım ama aynı zamanda toplumun da bu konuda çocukluktan, hatta
anne karnındayken anne ve babaya verilen eğitim sağlanmalı. Toplumu topyekün
olarak dönüştürmemiz gerekiyor” dedi.
“SUSMAYIN,
İHBAR EDİN”
Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Matematik Bölümü Öğretim Üyesi, UCİM Bilim Kurulu Başkanı Saime Şule Aksakal,
UCİM’in Türkiye’de gerçekleştirdiği çalışmaları ve takip ettiği davalardan
örnekler vererek yaptığı konuşmasında, “Sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki
misyonu çok önemli. Bizler aslında devletin karşısında veya devlete muhalefet
olsun diye çalışmalar yapmıyoruz. Devleti desteklemek ve yaptıkları
faaliyetleri tamamlayabilmek adına çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Biz, cinsel
istismarın en sık yaşandığı yerlere gidip okullardaki çocuklara beden güvenliklerini
nasıl sağlatacaklarını anlatıyoruz. Tek bir çocuğun istismardan kurtulması için
dağ dağ, köy köy geziyoruz. Eğer istismar varsa çocuk ipucu verebiliyor. Hemen
rehabilitasyona, psikologa yönlendirip o çocuğun yetişkinliğe sağlıklı bir
şekilde ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz. Sizler de lütfen susmayın,
ihbar edin. Çünkü çocuklar çok hızlı reaksiyon veren, istismara uğradıklarını
davranışları ve hareketleriyle çok hızlı yansıtan varlıklardır. Tek bir çocuğun
bile kurtuluşuna vesile olursak bir Türkiye’yi kurtarmış kadar güzel olur”
ifadelerini kullandı.
İSTİSMAR,
İNTİHARA SÜRÜKLEYEBİLİYOR
‘’Çocuk İstismarının Psikolojik Sonuçları’’
konusunda önemli bilgiler paylaşan Psikolog Gamze Sırmalı Karabulut, “Çocuk
istismarı ihlali gün geçtikçe artan bir toplumsal sorun ama aynı zamanda
çocuğun hem beden hem de ruh sağlığına zarar verdiği için bir sağlık sorunu
olmaya başladı. Çocuklar istismar açısından çok
kolay hedef haline gelebilmekte, her yaştan her cinsiyette çocuk
istismara uğramakta. Yapılan araştırmalar kız çocuklarının erkek çocuklarına
oranla 2 ila 9 kat daha fazla istismara uğradığını gösteriyor. Çocuklar
istismarı söyleyemiyor olabilir. Yaşı küçük olduğu için anlatamıyor olabilir,
kimsenin kendisine inanmayacağını ve önemsemeyeceğini düşünebilir, herkesin
başına gelen bir şey olduğunu düşünebilir ya da başına bir bela geleceğini
düşünebilir, insanların tepkilerinden korkabilir, tehdit edilebilir, utanç
duyabilir, ailenin sevgisini kaybedeceğini düşünebilir. Peki biz nasıl
anlayacağız? 10 yaş altındaki çocukların oyunlarında cinsel içerikler, sık ve
ortalık yerde mastürbasyon yapma, altını ıslatma, dikkat eksikliği,
konsantrasyon güçlüğü görülebilir. 10 yaş üstü çocuklarda cinsel davranış
gözlemlenmeyebiliyor ama yeme bozuklukları, ani davranış değişiklikleri, içe
kapanma, akran ilişkilerinde zorlanmalar, depresyon ve hatta intihara kadar
gidebiliyor bu süreç” sözlerini kaydetti.
“ÖZGÜR ÇOCUKLAR KENTİ YARATMALIYIZ”
’’Belediyelerin Çocuk Hakları Konusunda
Çalışmaları’’ ile ilgili konuşan Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Şeref Aydın,
Atakum Belediyesi’nin çocuklar için yaptığı çalışmaları anlatarak, “Son
yıllarda ‘Çocuk Dostu Kent’ler kavramı var. Yani çocuğun geleceğinde yaşayacağı
kente dair söz sahibi olduğu, fiziksel ve psikososyal gelişimini destekleyen
bir kentten bahsediyoruz. Çocuğun ilişki kurması, sosyalleşmesi, kendisini iyi
ifade edebilmesi, yaşadıkları çevreyle bağ kurabilmesidir çocuk dostu kentler.
Dünyanın temeli çocuk, her şeyin odağında çocuk var. Sadece ülkemizde değil
dünyada vahim bir tablo var. Biz çok şey yapmalıyız. Bedeli biz ödeyelim, bunu
göze alalım ama çocuklarımıza yeni bir dünya yaratalım. Toplumsal duyarlılığa
ihtiyacımız var bu da kent kültürüyle kendisini ifade eder. Kent yaşamını
çocukları düşünerek planlamak zorundayız. Özgür çocuklar kenti yaratmalıyız,
derdimiz bu olmalı. Bunu yapabilmek için çocuklara sokaklarını geri vermeliyiz.
Atakum, Samsun’un en çok gelişen, mimari yapıya sahip kenti ve hızlı büyüyor.
Biz buna modern kent diyoruz ama doğru değil. Betonlaşıyoruz aslında, yeşil
alanlar elimizden gidiyor. Parklara, sokaklara ihtiyacımız var. Çocuklar sokağa
indiğinde herkese güvenerek özgürce oynayabilmeliler” dedi.