"Bize bol bol zîya kucakla
getir,
Düşmek etrafı
görmemektendir"
(Tevfik Fikret)
Türkiye'de entelektüel birikim,
birikime sahip olanlardan olmayanlara aktarılabiliyor mu? Bir işi geliştiren ve
belli bir standarda getiren kişiler ya da o işin başında olanlar,
geliştirdiklerini paylaşmaya açıklar mı? Yoksa odalarında oturup sadece şikâyet
mi ediyorlar... Olanaklar eşitsizken ve gün be gün kıyaslamalar içerisinde
bizde neden yok, bizden çıkmaz mı diye feveran ederken, sorunu bizde aramak
gerektigini ve aynı zamanda bu bilgi ve deneyim aktarımını gönülden
gerçekleştirip katkı koyanları bir köşeye yazmak gerektiğini düşündüm.
Üstüne Flu tv'de İlker
Canikligil'i de dinledikten sonra, ki tam da bundan bahsediyordu sinemaya
ilişkin, bu yazı kesinleşti.
Buenos Aires'te yaşayan
arkadaşlarım, orada yaşayan insanların her daim eğitimin bir parçası
olabildiklerini söylemişti. Yaşın 70 de olsa istediğin bölümü okumanın
önünde bir engel yok... Maddi durumun, yaşın ve yeterliliklerine bakılmaksızın
istenilen eğitime kolayca ulaşabilmek tüm bir toplumu etken kılıyor olmalı...
Bizde ise tam tersi; bir şeyin eğitimini alabilmenin çoğu zaman yaş, maddiyat
ve bir sürü yeterlilik ön koşulları var... Aşabilirsen ne âlâ... Kurumsal
eğitim olanakları böyleyken, belli bir bilgi birikimine erişmiş kişilerin
paylaşmaya ve kolektif hareket edebilmeye yönelik tavrı ise bize çoğunlukla
umut vermiyor.
Pandemide özellikle kültür, sanat
branşları bir şekilde paylaşımcı yönlerini açığa çıkarmak gerekliliğini duydu.
Mesafeler yok oldu. Bilgi, ücretsiz, yaş farkı gözetmeden, bir yeterlilik
aramadan halka açık hale getirildi. Kendim dans branşını yakından takip ettiğim
için oradan örnek vereyim. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çağdaş Dans
Anasanat Dalı, hocaları, ögrencileri, mezunları ve diğer dans emekçilerinin
katılımıyla bir sosyal sorumluluk projesi yürütüyor ve uzun süredir ücretsiz
halka açık online atölyeler yapıyor. Prof. Dr. Tuğçe Tuna başta olmak üzere,
pek çok kişinin emeği olan bu çalışma gerçek bir kamusal eğitim örneği. Bize
eğitimin gercek amacını hatırlatıyor... Türkiye'nin dört bir yanından dansa ilgili
insanlar, birbirinden farklı hocaların deneyiminden faydalanıyor. Diğer tarafta
Prof. Dr. Selçuk Göldere'nin her salı bıkmadan usanmadan birikimini, dans
tiyatrosu okumalarını canlı yayına taşıdığını görüyorum. Minnettarım...
Burada görülmesi gereken
gerçekten yaptığı işte tutkusu olan insanların bunu paylaşmaya ve çoğaltmaya
duyduğu arzudur. Gerçek bir tutku, parayı, yeterliliği, yaşı geçersiz kılar...
Ülkenin bir ucundan gelir sizi bulur ve çoğaltır.
Ve aslında bir toplum böyle
kalkındırılır...
Koşulsuz veren, adlarını burada
sayamadığım ülkenin tüm değerli insanlarına çok teşekkürler...