Samsunspor

Bir teselli ver…

Bir teselli ver…

Samsunspor çok enteresan bir takım oldu çıktı…

Sen üst sıralara oynayan takımlara kafa tut, kök söktür, alttakilere zengin babanın müsrif oğlu gibi puanlar dağıt…

Okyanusu geç, derede boğul misali…

İnanılacak gibi değil…

Bursaspor karşısında alınan hezimet nedeniyle oynayanı da oynamayanı da eleştiri bombardımanına tuttuk…

Spor yorumcuları olarak işkembe-i Kübradan sallamadık… Desti kırılmadan ikazlarda bulunduk…

Ancak hiçbirimiz kulübün başkanı sevgili Yüksel Yıldırım kadar olmadık…

O, soyadı gibi esti gürledi, haksız da değil de sanki kantarın topu az biraz fazla kaçtı gibime geldi…

Demem o ki zaman eteklerdeki taşların dökülme zamanı değil, hele hele köprüden geçerken…

Sabır sabır sabır şunun şurasında devre bitimine az kaldı…

Gereği yapılır diye umuyorum…

Gelelim maça;

Son maçın ilk on birinden Yalçın, Rahmanve Gyasi kızağa çekilirken, Boli, Saviçeviç ve Burak sahaya sürülmüştü…

Her maç rotasyon üstüne rotasyon…

Elinde Ronaldo, Messi vardı da Ertuğrul hoca mı oynatmıyor? … Kadro bu, kötü oynayan kenara, forma bekleyenler sahaya…

Maça baskılı başlayan taraftı Samsunspor, öyle ki önde baskıyı kurunca kalesinde çerezlik dahi tek bir atak şansı vermedi…

7. dakika da Gökhan’ın penaltı noktasından kaleyi bulmayan şutu gelecek golün habercisiydi…Düşünüyorumda bu noktadan topu dışarı dışarıya atmak kolay iş değil, Gökhan klasındaki biri zoru başardı…

18.dakikada Nadir, kedi olalı fare tuttu misali ceza sahası çaprazından yerden sert vurdu, kalecinin iltimasıyla kırmızı beyazlılar öne geçti… Gol sevincinde önce iki eliyle kulaklarını tıkayıp sonrasında da yukarıya doğru kaldırarak dua eden Nadir’in bu mesajını yorumlayamamak sanırım kimseye zor gelmez…

Ama ne olursa olsun, zirveye oynayan, ya da oynadığını iddia eden bir takımın santraforu olamaz diye düşünenlerdenim…

Adeta tek kale oyuna dönen maçın ilk yarısı Burak’ın altı pas köşesinden kaçırdığı net pozisyonla sona erdi…

İkinci yarının hemen başında Vukoviç’in altın tepside sunduğu ikramı Nadirbir kez daha geri çevirmedi…İki farklı üstünlük ve etkisiz rakip karşısında kalan dakikaların daha rahat geçeceğini umduk…

Yanıldık…

Savunmanın ağır kaldığı bir anda ev sahibi ekip elini kolunu sallaya sallaya ilk kez geldiği Samsunspor kalesinde golü buldu…

Bu gol o dakikaya kadar uyuyan takımın uyanmasına neden oldu…

Maçta kalan otuz dakika bıçak sırtında geçti…

Saviçeviç’in oynadığını golde gördük…Bu gol ile rahata erildi… Gökhanetkisiz, Burak yine kayıplardaydı… Sahanın en dinamik çalışkan ismi Guido ve Kerem Can’dı…

Hastalıklar ve sakatlıklarla boğuşan ev sahibi ekip maç boyunca oyunun hakimiyetini Samsunspor’un elinden alamadı…İlk kez bir arada oynama şansı bulan oyuncular takım olamamanın sıkıntısını yaşadılar… Zaten az olan dirençlerini kaleci Vukoviç’in yediği hatalı goller daha da kırdı… Bu durum Samsunspor’un işini daha da kolaylaştırdı, ekmeğine yağ sürdü…Rakibin zayıflığından dolayı, Samsunspor’un iyi oyun oynadığını söylemek mümkün değil…

Son olarak sormak isterim; Kendisine atılan topu takım arkadaşlarıyla buluşturamayan Nurullah’a hala neden geri pas verilir? Hem de en zor anlarda…  Çok merak ediyorum Nurullah’a ne zaman gol atma becerisini gösterecekler?

Bir metreden boş kaleye topu sokamayan Niyazi (Gyasi) hakkındaki düşüncelerim de haklılığımı artık tescil edin…

Kaos ortamında Balıkesirspor gibi zayıf bir takımla karşılaşmak bir şanstı…Samsunsporbu şansı iyi kullandı, üç puanı üç golle alıp herkese teselli verdi…

Takip Edin