Düşündüren Haberler

Ahmet Levent Öner’in Kaleminden: 'Bakımcıların Çilesi'

Ahmet Levent Öner’in Kaleminden: 'Bakımcıların Çilesi'

Bakımcıların Çilesi ve TVB / TPM

İğneden otomobile, çikolatadan ilaç hammaddesine kadar üretim yapan hemen her işletmenin bakım ve onarım konularında ciddi dar boğazlar yaşadıklarını gördüm.

Sıkıntı ve sorunların da çoğunlukla bakım ve onarımcıların başına patladığı
gerçeğinden hareketle, bu bölümde altında hep günah keçisi durumunda kalan bakım ve onarımcı dostlarımı da kayırarak, dar boğaz ve sıkıntı önleyicinet görüşlerimi özetlemeye çalıştım.

Bakımcılık zor zanaattır. İstanbul ilinde çalışan şoförlere ve büyük fabrikalarda çalışan bakım ve onarımcılara gerçekten acırım. Elbet her iş zordur. Kimse yatarak para kazanmıyor ama bu bahsettiğim meslekler gerçekten çileli işlerdir. Bu bölümde şoförlüğü değil bakım ve onarımcılığı ele alacağım. Çile nasıl azaltılabiliyor konusunda deneyimlerimi anlatacağım.

Çalışma hayatımın ilk on beş yıla yakın süresi, aileme ve bana ait fabrikalarda geçti.

Bunun net on yılında işlerden doğrudan sorumluydum. Ne de olsa küçük sanayici bugünkü adı ile KOBİ sahibiydik kolay mı? Bu arada KOBİ’leri Küçük ve Orta Boy İşletme diye değil, Kabiliyetli Olanların Büyüyeceği İşletmeler diye anlatırım. Çünkü gerçekten de akıllıca çalışmayan, sürekli ağlayıp sızlayarak devletten ve bankalardan destek isteyen küçük işletmelerin hep küçük kaldığı ve hatta silinip gittiği hepimizce
malumdur. Organize olanlar, sistemlerini kuranlar, eğitime önem verenler ve bilgilerini hem teknik alanlarda hem de iletişim, yönetim ve diğer beşeri konularda alarak ve tazeleyerek bu aldıkları bilgileri kullananlar hızla büyüyerek büyük işletmeler olmaktadırlar.

Gerek kendi işletmelerimde, gerekse otuz yılı aşkın süredir kesintisiz olarak yaptığım danışmanlık çalışmalarımda hizmet verdiğim her boyuttaki işletmelerde bazı gerçekleri defalarca yaşama ve doğruluklarını pekiştirme şansına sahip oldum. Bu acı ve geliştirici gerçeklerden bir tanesini paylaşacağım bu yazımda. O da üretim yapmanın ve üretim yapan işletmelerdeki bakım ve onarım işlerinin zorluğu ile bu zorlukların nasıl
kolaylaştırılacağı, verimli, kaliteli ve rasyonel duruma getirilebilecekleridir.

Bakımcıların hemen hepsi bana, infaz vakti gelen ve gecenin yarısı veya sabahın köründe, “Haydi vakit tamam” denilerek uyandırılan mahkûmları anımsatmıştır. İlgisiz saatlerde ve olmadık anlarda derin uykularından kalkıp makinaların başına gitmek adeta kaderleridir. Üstelik idam mahkûmları bunu bir kez yaşayıp kurtulurken, bakım ve onarım erbabı sürekli yaşamaktadır. Hele bir de, eskiyen veya ikinci el makinaları fazla olan işletmeleri gelin sizler düşünün.

Amacım, bakım ve onarımcıların işlerini böyle çekilmez duruma getiren sebepler ve önlemleri hakkında bazı hatırlatmalar yapmak ve böylece siz işletmecilere yardımcı olmaktır. Makro ölçüde ve göreceli olarak en zor olanlardan başlayarak daha kolay uygulayabileceğiniz daha küçük ve kolay uygulamaları aşağıda sıralayacağım. Bunlara dikkat eder ve uyarsanız, başta bakımcılarınız olmak üzere, müşterileriniz de dâhil herkes kazanacaktır.

• İşletmelere makina ve ekipman alınırken, yani yatırım yapılırken, yeterincearaştırılarak olanın en iyisi alınırsa, kazanç büyüktür ve herkesindir.

   o Ucuz diyerek alınan ucuz makina ve tesisat veya ikinci el makinalar,
sürekli ve artan sıkıntılar yaratacaktır. Patronlar kendilerinin kullanacağı
evlerin ve arabaların fiyatına çok daha az takıldıkları hatta işlerini görecek
bir eve, eşyaya veya araca fiyatlarının bazen yirmi kat fazlasını ödedikleri
halde, iş fabrikalarına gelince en ucuza kaçma eğilimi göstermektedirler
Oysa bunlardan birisi israf ve gösterişken diğeri ise akıllı adam işidir.

   o İkinci el veya sıfır da olsa ucuz makina ve tesisat, sürekli ve kronik
olarak para sızdırır. Bu tip makinalar, zaman kayıplarına, iş gücü
kayıplarına, üretim ve hatta üretimdeki kalite kayıplarına ve iş
kazaları nedeni ile mal ve can kayıplarına dahi sebep olabilirler.
Büyük yatırımlar olan makina ve alt yapıyı, mutlaka en doğru, en iyi ve en
yeni olanları seçen işletmeler saydığım bu kronik kayıplardan da iş
gücünün huzursuz olmasından da kurtulurlar. Alt yapı ve makinalar, sabit
yatırımlar olup, bunları gerekiyorsa daha ekonomik olan uzun vadeli ve
uygun borçlar ile karşılamak dahi mümkündür.

   o Oysa ucuz alt yapı, sürekli kâr erozyonuna sebep olmaktadır. Bu durum
da farkına varılmadan artan, üstelik daha pahalı ve riskli olan kısa vadeli
borçlara sebep olmaktadır. “Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır
hikmeti.” sözü eski ancak eskimeyen çok anlamlı bir sözdür.

• Yatırımlarla ilgili ikinci hatırlatmam, olabildiğince aynı marka ve benzer tip makinaların kullanılmasının çok daha doğru olacağı gerçeğidir. Bu durum da siz işletmecilere, pek çok avantajı sağlar. Bu avantajların en önemlileri sırası ile;

   o Yatırım yapılırken ihtisaslaşma ve işi hızlı bitirme olanağı,

   o Tedarikçi firmanın büyük müşterisi olmanız sebebi ile pazarlık olanağı ve alışlarda alınabilecek ek iskontolar,

   o Kolay kullanım ve kullanıcı personelin ihtisaslaşması,

   o Yedek malzemelerde standardizasyonun olması ve daha az yedek
malzeme bulundurarak, hem yedek malzeme stoklarını minimize etmek
hem de malzeme yokluğundan olan duruşları azaltmak. Böylece stok
tutma maliyeti, duruş maliyeti, sevk gecikme maliyeti konularında avantaj
sağlanması,

   o Bakım ve onarımcıların ihtisaslaşarak daha hızlı ve etkili müdahale
edebilmeleri olmaktadır.

•Makinalar, alt yapı ve ekipman eski de olsa yeni de olsa yapılması gereken bazı işler vardır ki, bunlar kazancı artırırken, bakım ve onarımcılar başta olmak üzere herkesin işini de kolaylaştırır.

   o Standart ekipman ve yedek parça için geliştirme çalışmaları
yapılmalıdır. Bu çalışmalar yukarıda bahsettiğim yedek parça stok
yükünü azaltacak ve onarımlarda hız sağlayacaktır. Kontaktör ve
rölelerden, anahtar ve switchleri, konveyör bantlarından saplama, civata
ve somunları ve hatta her türlü bağlantı elemanını standart hale
getirirseniz işleriniz kolaylaşacaktır. Zamanla, miller, burçlar, yataklar ve
rulmanlar ile kullanılan AC ve DC motorlar bile küçük müdahaleler ile
standart hale getirilebilirler. Standartlaştırma faaliyetleri ne kadar yaygın
ve fazla olursa kazancınız da aynı ölçüde artacaktır.

   o Koruyucu ve kestirimci bakım anlayışının kazanılması ve uygulanması. Arızalar oluşmadan önce, mutlaka “Geliyorum” diye haber verirler, tabii bu durumu anlayana. Bu haber genellikle, artan salınım, artan gürültü veya ısınma, artan akım çekişi veya üretimde norm dışına çıkan ürünlerdeki artış gibi karşımıza çıkacaktır. Bu durumu dikkate almayan operatörler arızanın ortaya tam çıkması hatta bazen de bekleyen müşteri bahane edilerek nerede trak orada bırak durumu oluşana kadar üretime devam etme eğilimindedirler. Oysaki; arıza haberinin ilk belirtileri görüldüğünde müdahale edilse, gerek onarım süresi gerek kullanılacak malzeme ve bağlı olarak onarımın toplam maliyeti arızanın net ortaya çıkışına göre bir buçuk iki kat daha ucuz olacaktır. Makina çalışmaz olana dek çalışıldığı durumlara göre üç, dört kat ekonomik olmaktadır. Bir rulmanın veya kızıl yatağın değişimi ile bitebilecek iş, millerin hatta varsa dişli kutularının bozulduğu kötü birdurumu yaratmaktadır. Bu gerçeği gören, bilen işletmeler mutlaka
koruyucu (önleyici) bakım yapmak üzere kestirimci bakımcılık
uygulamalarını sisteme bağlar ve uygulamaya geçerler.

   o Arızaları olmadan veya büyümeden daha kısa sürede önlemenin en
önemli yöntemi ise, planlı ve koruyucu bakım uygulamalarını
devreye sokmaktır. Doğal olarak, kestirimci bakım uygulamalarını da
içeren bu uygulama, işletmede bulunan tüm makina ve tesisatın önemini
ve stratejik durumunu tespit ederek işe başlar. Daha sonra tek tek her bir
makinanın ve üretim tesisinin kodlanması, makinaların alt parçalarının
belirlenmesi gibi çalışmaları da içeren Makina Sicil Kartlarının
oluşturulması ile sürdürülür. Bakım zamanlarının belirlenmesi, en sık ve
çok arıza yapan sistem ve makinaların hangi nedenler ile, hangi
aksamından, ne sıklıkla arıza yaptıklarının tespit edilmesi gibi çalışmalar
da bu sistem çalışmasının içerisindedir. Çok önemli nokta ise, planlı ve
koruyucu bakımın belirlenecek zamanlarda bahanelere bakılmaksızın
mutlaka ama mutlaka yapılmasıdır. Sistem elektronik ortamda yani
Bilgi Akış Sistemi olan ERP sisteminde de takip edilebilir ve bence
edilmelidir. Planlı ve koruyucu bakım sistemi olup bunu tam
uygulamayan işletmeler de yukarıda bahsettiğim zorluk ve sıkıntıları
yaşamaya mahkûmdurlar. Zira sistemler kurulmak için değil uygulanmak
için yapılırlarsa, işletmelere ve tabii çalışanlarına faydalı olurlar.

   o TVB veya TPM uygulanmasına geçiniz. Bu uygulama ise işletmede
bakımcıların işini en aza indirirken, duruş, arıza ve makinalara bağlı diğer
hataları da azaltmaktadır. Böylece kurulu kapasitenin tam kullanımı
sağlanırken, verim, kalite ve toplam kazanç artmaktadır. Yukarıdaki
kısaltmanın açılımı şöyledir: Topyekûn Verimli Bakım bu sistem de en
yaygın ve doğru olarak Japonya’da uygulanmakta olup 1990 yılından beri yurdumuzda da kullanılmaktadır. Yedi aşamalı olan bu sistem, amaçlanan
“otonom bakım” hedefine veya yedinci aşamaya ulaştığı zaman
gerçekten de arızalar azalmaktadır. Katılım sağlanarak yapılan TVB
çalışmaları, makinada çalışan operatör veya işçilerin “benzin şoförü”
olmaktan çıkıp, uzun yolda yıllarca çalışmış birer “ağır vasıta şoförü”
olmalarını hedeflemektedir. Makinaların temizliği, daha profesyonelce
ayarlanması, makinada çalışanın arızaları kestirebilmesi ve önleyebilmesi
sonucunda da herkesin, her makinanın verimi arttığı gibi, çıktı kalitesinde de kayda değer bir farklılık ve iyileşme gözlenmektedir. Bakımcılar adeta birer idam mahkûmu olmaktan böylece kurtulmaktadırlar.

   o Her başarıda olduğu gibi TVB veya TPM’de de sistem kurma mantığı ve bunun çerçevesinde grup halinde çalışma, öneri geliştirme, eğitim ve sürekli öğrenme vardır. Zaten bunları yapmayan işletmeler akıllarınca kazanmaktadırlar, ne kaybettiklerini asla bilmeden

Ahmet Levent ÖNER

Uzman Eğitmen & Kıdemli Danışman
SED – Stratejik Eğitim ve Danışmanlık


Ahmet Levent Öner Hakkında:

İşletme ve Finansman okumuş olan, Ahmet Levent Öner on yıldan fazla bir süre serbest çalışmış, mutfak gereçleri, bakalit elektrik gereçleri ve tıp cihazları üretimi yapmıştır. Yurdumuzdaki yönetici, sanayici ve işadamlarına hizmet ederek, başta yönetim kalitesini ve buna bağlı olarak, mal ve hizmet
üretimindeki kaliteyi, işletmelerin verimliliğini, kapasite kullanımını artırmak
vizyonu ve heyecanı ile yola çıkan uzman, 1984 yılından bu yana binlerce eğitim ve yüze yakın danışmanlık projesi yönetmiştir. 2009 yılının başından itibaren SED Stratejik Eğitim ve Danışmanlık (www.stratejikegitim.com) adına danışmanlık, eğitim ve seminerler
vermektedir.

Ahmet Levent Öner, aşağıda isimleri bulunan farklı sektörlerdeki, pek çok firmada, organizasyon, performans değerlendirme, “JIT” Tam Zamanında Üretim, “QCC” Kalite Geliştirme Grupçukları ve “TPM” Topyekûn Verimli Bakım projeleri ile, yıllarca süren “Büyük Eğitim Projeleri” yürütmüştür. Başta, Satış, Müşteri İlişkileri, Pazarlık Teknikleri, konuları olmak üzere; Yönetim ve Liderlik konularında, çok sayıda eğitim notları, kısa ve uzun makaleleri bulunan, Ahmet Levent Öner’in Kaizen yayınlarından
2008 yılında çıkmış olan ve “Müşteri İlişkileri Yönetimi” konusunda İnnovasyonel Satış adında bir de kitabı, 2011 yılında çıkmış Bin Musibet Bir Nasihat ile 2016 yılında da 2BİN MUSİBET BİR NASİHAT isimli kitapları bulunmaktadır. Ahmet Levent Öner, en üst düzeyden başlayarak, her kademedeki yönetici ve personele, 1600’ün üzerinde seminer vermiştir. Ahmet Levent Öner’in kırk yıla yakın süredir, yapıp biriktirdiği bir maket ve model koleksiyonu vardır. Boş zaman uğraşıları fazlaca olan uzman, müzik ve resim sanatları ile de aktif olarak ilgilenmektedir.

Danışman ve eğitimci olarak;

Danışman ve eğitimci olarak; Abbott İlaç, AKERTEK, ALKAN Tabancılık, Alternatifbank, AROW Mağazacılık, AVİVA Sigorta, Arçelik, ASİLÇELİK, Aslan Çimento, Nabay Tekstil, Bifa Bisküvileri, Bilim İlaç, Birgi Mefar, Borusan Holding ve Kuruluşları, Robert Bosch, Bosch Siemens, Bosch
Rexroth, Cici Çikolataları, CPM Yazılım A.Ş., CVS Makina, Çelikord, Çelikhalat, Çimentaş ve Çimentaş Şirketler Grubu, Eczacıbaşı İlaç, Edirne Giyim, Efes Pilsen Pazarlama ve Bira Fabrikaları, Electroworld, Elvan Gıda, ERFE Group, ESEN-EL Elektrik, Faber-Castell (Adel Kalemcilik), Fırat Plastik, Good Year, Gillette, Henkel Turyağ, HKTM – Hidropar Kocaeli, HYDAC, İgdaş, İpragaz, Kent Gıda Maddeleri, Kilim Mobilya, KUKA Robotics, Maersk Denizcilik, Makine Takım Endüstrisi, Marsa KJS, METSO, OTAT Gıda, Palamut Group, Pames GROUP, Sihirgaz, SMC, Tema (LCW WAIKIKI) Tekstil ve Mağazacılık Grubu, Santa Farma İlaç San., STARTIME, TNT Lojistik, Telsim, Türk Pirelli, Türk Henkel, Vestel, Wyeth İlaç, Yurtiçi Kargo, Zeytinoğlu Holding gibi pek çok kuruluşta eğitimler vermiş, Organizasyon, Kalite ve Verim Geliştirme projelerini
yürütmüş, çok sayıda müşavir ve uzman yetiştirmiştir.

Ahmet Levent Öner’in otuz yıla yakın süredir, yapıp biriktirdiği bir maket ve model koleksiyonu vardır. Müzik ve resim sanatları ile de aktif olarak ilgilenmektedir.

Takip Edin

Çok Okunan Haberler